Blog Listem

22 Aralık 2010 Çarşamba

Rüzgar,Dıgıdıklar ve Bayram...18.11.2010

AT

Tek cografyası vardır rüzgârın at.
Bir çocuğun diline verip yelesini bana inanır.
Ölüme oynayan bir bıçağı kendi kalbine batırıp.
Lekelenmiş yerinden bir şehri arındırır.
Rüzgârın hızıdır at.
Denizle kum arasından seyredilen o duru resimle duvarda sıkıştırılmış an.
Koynumuzda unutulan.
Sokaklar , okul önleri, önlükleri, bir insanın yüzölçümü at.
Şiirin ön adı, şairin öteki.
Aydın ŞİMŞEK



O kadar senle bağdaşık atlar..Hızlandıkça gövdesine rüzgarı katarken...Rüzgar yelelerini o hızda renkten renge boğarken...O kadar sana yakın ve senin güzelleştirdiğin birşey ki atlar Rüzgar...

Sen dolandığında boynuna hızlanacak gibi cesur ve bir okadar da masum en az senin gözlerin kadar...

Seni çok seviyorum...

Ve bu isminle bütünleşmiş muazzam dıgıdığı acaba başka kim anlatmıştır derken bir sürü şiir buluyorum...

Resimler ,sen ve dıgıdıklar üstüne dizeler...
Dıgıdıklar ve Rüzgar...

Senin onları en insancıl şekilde sevişin bir kareye ancak böyle güzel sığar...
Sokaktaki kedi köpek kuş dururken ballımın daha 9 aylıkken ilgisini çekipte ağzından dıgıdık lafının çıkmasını sağlayan o asil hayvan...
Atlar...

Sanki biliyormuş gibi gideceğimizi o gün cin gibi uyanıp arabaya geçip gidene kadar sabırsızca camdan dışarı baktın...



Kurban Bayramında İst da kalacağımız belli olunca balığım dedikki,günleri senin için ve sen dolu güzel karelerle donatalım.

Atlardı tabi ilk aklıma gelen...Haftanın Perşembesini iple çektik...



&




Her ne kadar senin için yapılmış bir eylem olsa da at eğitimi işi, güvenlik açısından sana camın arkasından bizim eğitimizi seyrettirmek kızdırmış olmalıki seni bayağı sinirli nidalar attın :)

Ve bana göre aslında ata binmekten çok daha zor olan sana göz kulak olma işini üslenen cevval teyzene de sanırım çekinmeyip ata binseydim daha kolay olacaktı diye düşündüren anlar yaşattın...




Dıgıdıkların taaa Çekmeköydeki diyarına gittik...

Sevinçten çığlıklar attın annecim...Dokunmak binmek için can attın...





Biz de sayende at binmenin kolay görünüpte ne zor şey ,bir hayvana bu denli yakın olmanın nasıl bir duygu ve bir hayvanın da aynı zamanda insanı eğitebilmesinin ne demek olduğunu öğrendik.




Minnacık ponyler vardı...Atların boyu uzamayanları...

Bıraksak kucak kucağa oturacaktın...



Sen şimdilik her ahırdan kafasını çıkaran ata dokunup sadece uzaktan baktın...Ayaklarını havada koşar adım var gücünle sallayıp atlara hadi çık oradan dercesine dıgıdık dıgıdık yaptın...



&



&



&



&



&



&


&



&



&


&



&



&



&



&



&



Nefis bir kahvaltı,pırıl pırıl gökyüzü,yazdan kalma bir hava,baban sen ben teyzen bir arada,sırtını ormana vermiş bir at çiftliğinde atların tam ortasında keyifli bir gün geçirdik...




&


&




Ve sonuçta kendi başına bine bilecek yaşa gelir gelmez seni böyle derslerle o çok sevdiğin atlarla öğretmenin tabiri ile bir bütün ahenginde olmana karar verdik.
Seni Çok Seviyoruz Can oğlum...
18.11.2010
Annen ve Baban ve Teyzen :)








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder