Güldüm,güldü…Sonra ben gözlerinin içine baktım,güldük,güldüm.
İçimden o gülünce sıcaklara göç ederken huzme huzme oynaşan kuşlar geçti, iki yana açıldı bir komedi oyununun tiyatrosu ve kapandı iki göz kapağının arasından ışıklar saçarak!
Gülüş aynı gülüş değildi o zaman diliminden herhangi birininkinin. Lakin daldığında içine tebessümden kaçmak söz konusu bile değildi.
En olmadık anda döken yağmur gibi sakinleştiren, en zirvesindeyken harbi zihni sinirimin beni ehlileştiren, onun hayata bakış açısıydı.
Nereye gidersem gideyim cebime attığım şekerlemeler gibi en dibe vurduğumda yüreğimi tatlandırırdı.
Ve belki de bazen onun en gülünmeyecek bulduğu paydada ben gülerdim hayata . Çünkü komedileştirmişti zamanı, en alakasız bir münazaraya bir bakışla ve ya bir anlayışla birkaç kelime de kahkahalar ekletmişti, bir kelime ile beni, bir ahval ile alemi gülücüklere boğmuştu ve arkasını yürüyüp gitmişti.
Bense dudaklarımı bir kelam için kımıldatamayacak kadar tebessümden yoksun olduğum anda bile onun bir oyuncağını yere düşürdüğü dakikada anlamsız masum, şartsız gülüşlerine asla kayıtsız kalamıyordum.Açılıyordu gökyüzüm, güneş geliyordu sarıdan turanja ,
Dönüyordu dünya ,gülüyordu dünya!
Ney miy di sebep bu anlara en çok? Çocukluk!
Damarlarına iliklerine kadar boyama kalemleri ile çizilmiş ,
iki çim yeşili dağdan akan turkuaz nehrin üstünde, buz mavisi gökyüzünün hemen altında,sirk gibi hareketli,herkesin eğlendiği, kötülüklerden arınmış çocuksu bakış açısı!
Aklımın bazen mukayyet olmakta bile zorlanacak kadar geniş olduğunu düşündüğüm sırada minnacık bir detaya muazzam bir hayal gücü ile masallar indiren neredeyse 14 aylık dimağıydı sebep!
Belki çizgi filmde aptalca dağdan aşağı yuvarlanan tilki, belki kolu bir anda koparak elinde kalan oyuncak kamyon şoförü veya pijamasının sağ ayağından elimi uzatarak yüzüne dokunduğum andaki basit ahenk kahkahalara boğardı onu!
Ve bana da ve sıcağı ile ısıttığı o yuvaya da baharlar doğardı berrak!
Çünkü tertemizdi yüreği, her karede bir komedi bulacak, her kareye bir kelime ile komedi konduracak kadar temiz, bardağın dolu tarafında, siyahı beyaz gören bir masumlukla!
Ve güldük tekrar, güldü,güldüm!
Gözlerinde hep güldüğü yarınları, hep çocuk kaldığı anları görmek istedim , Gördüm!
Tıpkı onun hayatı istediği gibi görüp te istediği kadar güldüğü ve güldürdüğü gibi….
Sevgiler
Ebru
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder