Blog Listem

12 Ocak 2011 Çarşamba

İyiki Doğdun Dedecim...06.01.2011

Gün geçtikçe daha çok anlıyorumki çocuklara davranışsal ne öğretmek istiyorsanız,o zaten sizin yaşantınız doğasında olmalı...
Ne demek mi?Hersabah Günaydın demesini istiyorsanız...Her sabah sizden Günaydını duymalı...
Ne kadar sevildiğinizi bilmek istiyorsanız,ne kadar sevildiğini bilmeli..
Ne kadar saygı görmek istiyorsanız, o kadar saygı görmeli....
Ve dahasıı....ve dahasıı ile...
Ailemizde birbirimizin özel günlerini bir araya gelmek için muhteşem bir sebep yapmak ve daha da önemlisi insanları en basit nedenden mutlu etmek istiyorsak,Rüzgarda ailemizin her özel gününde özene,sevgiye,bir sofraya ve mutlu etmek için hazırlanmış güzelliklere bazen hediyelere şahit olmalı...
Yapacak fırsatımız,zamanımız, varmı var sa birde ...
O vakit Rüzgar almasını istediğimiz her güzel niteliğe önce yaşayarak sahip olmalı....
Hep bu mantıkla artık aidiyet duygusu gelişsin ,kendine güveni bu yolla pekişsin diye bize de çok şey katan adetler ekliyoruz her yeni güne...
Pazarları bir öğünü dışarıda eşimizle dostumuzla onunda sandalyesi olduğu bir sofada,
Cumartesileri sosyalleşmesi için saatli bir oyun grubunda,
Her akşam bir saati babası ve benle odasında,
Her gece yatmadan bizlere bay bay diyip öperek gönderdiğimiz uykusunda geçiriyoruz...
Bakıyoruzki bu bir süre sonra onunda alışkanlığı,daha da doğrusu kültürü oluyor.Yatmadan öpüp bay bay diyor,dışarıda yemek yerken yetişkinden farksız davranıyor gibi gibime..
Yapılacaklar sınırsız,yaptıklarımızsa ufacık kalsa da henüz bu denizde; bizde ona bişeyler katmanın daha da önemlisi hayatımızda muazzam bir anlam yaratmanı güzelliğini yaşıyoruz.
Buraya nasıl geldim derseniz....
İzinli olduğum geçtiğimiz haftanın Perşembesi bizim bir tanecik babamızın ve Rüzgar ın canı dedesinin doğum günü oluşuydu...
Bizim ailede doğum günleri hiç aksatılmaz bunun altına çizebilirim.
Güzel olan bu özel günü birlikte kutlamaya Rüzgarla birlikte akşama değin birlikte hazırlanma fırsatımız olmasaydı....


Fırına birlikte börek attık,pişmesini izledik,çam ağacımızdan kopardığımız toplarla masayı süsledik,Rüzgarın hediyesini paketledik....



Giyeceklerimizi birlikte seçtik,babamızda istediğimiz balonları(Rüzgarın tabiri ile golleri)birlikte şişirdik,evimizi süsledik...



Ailece dedemizi mutlu etmek için hazırlandık ve akşam gelmelerini bekledik.
Ertesi gün büyük bir akraba grubu halinde yola çıkacağımız için pek kimseyi çağıramasak ta çekirdek ailemizle dedesinin ömrünün 54. yılını kutladık.


Rüzgar yerdeki balonlardan, eline alıp yediği küçük böreklerden, herkesteki bu eğlence havasından,hediye vermekten ve en çok ta mum üflemekten inanılmaz mutlu oldu...


&

&

&


&


Böylelikle de yapmak istediğim hem dedesini hem Rüzgarı mutlu edip tüm aileyi bir araya getirerek te amacını buldu....


&

&


İyiki doğdun Oğlumun dedesi,İyiki benim babam oldun....
Seni çok ama çok seviyoruz...
Birlikte kutlayacağımız daha Nice Sağlıklı ve Mutlu yıllar...
Kızın...
06.01.2011















10 Ocak 2011 Pazartesi

Rüzgarlı Tarfiler / Somon Buğulama

Çok allengirli değil...Fazla değişik hiç değil...Ama madem arşivliyorsak Rüzgardan halleri,Mutlaka eklemek gerek yediği mamişleri...
Benim en sevdiğim balıktır somon..
Biraz da anneler aslen kendi damak tatlarını sevk ediolar ya çocuklarına bence,buğulama ile arası bozuk benim;tavada kendi yağı ile kızarmış gibi pişebilen tek balık olarak tek buğulama favorimdir somon...
Malzemeler;
2 orta boy pattis
2 orta boy havuç
1 küçük kuru soğan
2 tatlı kaşığı halis muhliiiis zeytinyağı
1 büyük dilim somon
yarım limon suyu
Tencerimizin en altına ince ve iri doğradığımız patates ve havucu bir çimdik tuzu, 1 kaşık zeytin yağını koyuyoruz.
Hemen üstüne de kabuklarında bolca bulunan pullarını iyice temizleyip güzelce yıkadığımız somon dilimini hiç bölmeden bırakıyoruz.
En üste ince kıyılmış soğanlar yine tuz,1 kağık zeytinyağı ve yarım limon suyunu ekliyoruz.
Cidden yağlı bir balık olduğundan ağır olmayan kokusu,güzel aroması ve pratik tarifi ile size bir omega 3 deposu oluyor...
Aşağı yukarı da patatesin haşlanma süresi ile eş olacak kadar kısa bir sürede piştiğinden çatalla ezilecek kıvamda,Rüzgarın da yiyebileceği gibi lezzetli bir püre oluveriyor.
Hiç yapmassak bile 2 haftada bir tekrarlıyoruz ki aralarda evde balık pişmeme ihtilamine karşı ayda 2 koca dilim balık yemiş oluyor.
Dileyenler kabakla,kerevizle,krema ekleyek değişik tariflere ulaşabilir ama balığın o buğulamadaki kokusunu pattis gibi gizleyemeyen bir sebze kokusu daha eklenince bence çocuklara biraz eziyet oluyor....
Ama herkesin zevki ve keyfi ile dilediği gibi olsun....
Rüzgardan bir tarif,herkese afiyet olsun....
Yeni tariflerle buluşmak üzere...
Annen