Blog Listem

31 Aralık 2010 Cuma

Mutlu,Umutlu,Rüzgarlı Yıllar...31.12.2010



Gökyüzü gibi açık Güneş gibi parlak,Toprak gibi saf,denizler kadar derin ve Rüzgar gibi cesur bir yeni yıl geliyor...

Neden yeni yıl günleri içimi böyle heyecanladırıyor derseniz...

Çünkü uzun bir umut vadediyor...


Beklentilerim aklıma gelip gerçekleşeceği ihtimalini getiren aylar görününce,beklemediğim güzelliklerde gelecektir diye düşününce içim kımıldanıyor birden...


Tadını çıkarmak lazım,elinden geldiğinde hediyeler almak lazım,sevindirmek,yeni yıllar güzel dilekler dilemek,bir sinerji ve bu yolla enerji yaratmak lazım...


Her kimin adeti olursa olsun bizim için Christmas değilde Rabb'in bize yeni bir yıl görmeyi nasip etmesinden ötürü sevinmek sevindirmek şükretmek lazım....


Geçen yıl yeni yılda 18 günlük olan balığım bu sene 12 ay 18 günlük...


Benim ilk önce bu günleri gördüğüm için içimden taşan yeni yıl mutluluğunu bu sene defalarca zikretmem lazım...


Rüzgarla geçecek,güzellikler temenni edilecek mutlu huzurlu umut dolu yepyeni bir yıl...


Hava ışıl ışıl ama kıştayız dedirtecek gibi soğuk,içimiz umutlu beklentiler dolu...


Yeni yılımız kutlu olsun...

Günümüz günümüzden mutlu olsun...


İlk dileğim ise Rüzgar her zaman sağlıklı ve mutlu olsun...
Seni çok seviyorum
Annen
31.12.2010


30 Aralık 2010 Perşembe

Sandıktan Çıkan Mektuplar 5

Mevsimlerden kış gelince nedense bir tuhaf hisse kapılıyor insan...


Sanki artık kısıtlanmışsın gibi...Ulaşabileceğin yerler,gideceğin zamanlar kısalmışta,sen biraz da evde hapis kalmışsın gibi...



Bu yıl kış gelince kapıya ve sen kışın en çetin aylarında iyice hareketlenmeye başladığında,artık kendimi her yere senin için ulaşabilir; ama seni biraz eve mahkum gözümün önüne getirince üzülüyorum...
Üzülmek yersiz ve fazla iken çok zaman daha ilk bir yaş sonraki hafta seni biraz diğer çocuklarla kaynaştırma isteğimi birden gelen hastalık törpüleyince bugün evet diyorum kış gelmiş...


İki haftadır cebelleşiyoruz giriple,Ağırda geçiyor ki sana kötü ne gelse hafif olamayacakken benim için hırpalıyor minicik bedenini gözümün önünde...


Tam anlamı ile ilk hastalığımız diyebilirim....İlkte olmayacak nihayetinde...


Ama birisinden almak ister gibi çektiklerinin hıncını, ben o karlar yağdığında beyazına,yağmurda saflığına hayran olduğum kışa yüklenip duruyorum işte...


Onunla aramı açıyorum...


Kızarmış gözlerin, buz gibi ellerin, soğuk terler döken bedenin,halsizliğin,senin olmayan sesinle gözümün önünde epey bir hastasın annemmm.....


Ve birde bu yanı var işte gözümün önünde demeseydim dedirten...


Çalışıyor olmanın dayanılmaz hafifliği altında ezilmek...


Seni hasta bırakarak evden çıkmak, sürekli ananenden haber almak,uzaktan seni doktora yönlendirmek,telefondaki iki kelime ile durumunu öğrenmek,akşamları beni dört gözle bekleyen kalbinin hasta iken daha bana ihtiyaç duyası hali ile akşam kapıdan girdiğimde daha bir masum daha bir narin attığını görmek...


Çalışıyor olmak ile ilgili daha başka yazılarda konuşacağız mutlaka...


Çünkü sen başlı başına endüstri toplumunda anne ve bebek kavramlarının birini evde diğerini iş yerinde bırakan bir sistemin çocuğusun...


Bu yüzden tatlı balığım; o kocaman yüreğin ,hastalığını bile bensiz yenmeye çalışan bedeninle en büyük övgüleri ve sade varoluşunla tüm güzellikleri hakediyorsun....


Seni Çok Özledim ....


Kış,çalışan anneler ve sana....

15:04pm 30.12.2010 İş yerinden....

23 Aralık 2010 Perşembe

Rüzgar ve ilk Kitaplarım...

Rüzgar artık yalnızca salondaki anne romanlarını karıştırıp sayfalarını yırtmak dışında;kendisi için özel alınmış kitaplarla tanıştırmayı çok isterken karşıma çıktı Dr. Miriam Stoppard serisi...



Siparişi verdiğimde açıklamalardan ilk kitap için uygun olurmu olmazmı çok tereddüt etttim.Çünkü içeriğe pek anlam verememiştim doğrusu...


Yalnızca isimleri Rüzgar ın duyularını,hareketlere renklere ilgisini ve belleğindeki yerini çeşitlendirebilmek için uygun gelmişti.



Ben Unnado dan Bebek Duyuları,Hareketler,Şekilleri Seviyorum ve Harika Renkleri istedim öncelikle...



Kitaplar elimize geçtiğinde daha annanesinden eve gitmeyi bile bekleyemeden Bebek Duyularının kapağını araladık,ve inanın oyuncaklarla oynarken 5 en fazla 7. dakikada sıkılıp diğerine geçen Rüzgar; eve gidene kadar 20 dk beni dinledi,sayfaları çevirdi,dokundu, güldü ve tanıdıklarını kendinden tanımadıklarını beni taklit ederek kendince teleffuz etti.

Ve o günden beri hemen hemen her yada iki akşamda bir kitapları raftan alıyor,odasında yerde başlıyor çevirmeye...



Artık çevir,dokun,kapat,göbeği nerede,bebek hangisi,yıldızları göster gibi basit sorulara kitaptan rahatlıkla cevap veriyor minik parmakları ile...

Ve aynı anda bu kadar kısa zamanda, aç (ç yi hafif c e kacırarak) bas ,(ba...s) kapat, (apat),hammm,abisi (abiciiiiii:))abba ve daha aklıma gelmeyen 8 10 kelimeyi de ortaya çıkarttı Rüzgar...

Duyularda,tüylü bir ayının yalnızca karnı,kutuların birinin kırmızı tırtıklı kumaşı,ışıl ışıl yansıyan yıldızlar,yapış yapış yapılmış dilimli muzlarla gerçekten çocukların dokunup hissetmelerinin diğer algılarının da nasıl tetiklediği görülebiliyor.


Hareketlerde ise; kutudan zıplayan palyaço,döndürdüğünüz Rüzgar gülü,denizde yüzdürebildiğiniz balık,uçurabildiğiniz uçak, atlatabildiğiniz maymunla kendilerinin desteklediği hareketlerle oluş aşamalarını ve diğer nesnelerle ilişkilendirdiğinizde de artık dönen uçan zıplayan vs. şeyleri keşfedebiliyorlar.



Örneğin Rüzgar artık çamaşır makinesini gördüğünde rüzgar gülünü kitaptan çevirir gibi yapıo,salıncağı görünce kitaptaki maymunu taklit ediyor.



Diğerler kitaplar için yaz başını bekleyeceğim ama bu iki katbın büyük etkisini gördük söylemeden geçemeyeceğim.

Tabii tam verimli zaman ayırıp,tamamı ile odaklanarak..

____________________________________________________________________


Dr. STOPPARD SERİSİ HAKKINDA


Dünyaca ünlü ebeveynlik uzmanı Dr. Miriam Stoppard’ın hazırladığı, 2007 Mother and Baby Ödülleri’nde En İyi Bebek Oyuncağı Altın Madalya’ya hak kazanan 6 kitaptan oluşan seri; ebeveynlerin en önemli kaynaklardan birini oluşturacak. Serideki kitaplar; hem ebeveynlerin çocuklarıyla keyifli vakit geçirmelerini sağlıyor hem de çocukların eğitimlerine katkı bulunuyor. 2006 yılında Practical Preschool Dergisi’nin Altın Ödülü’ne layık görülen bu kitaplar; hareketli sayfaları ve sürpriz oyunlarıyla, 6-18 aylık bebekler ve 1-3 yaş arası çocukların zihinsel gelişimlerini ve psiko-motor becerilerini de geliştiriyor. Seride yer alan kitaplar, çevrilmesi kolay kalın yaprakları, her sayfadaki sürprizleri ve ebeveynlere yazılmış özel notları ile çocukların en sevdiği kitaplar olacak. Dünyada 20 milyondan fazla okuyucuya ulaşan Dr. Miriam Stoppard’ın hazırladığı seride yer alan kitaplar; çocukların dil, zihin, hafıza, konsantrasyon, koordinasyon gibi alanlarda gelişimlerine katkıda bulunuyor.





Bebek Duyuları kitabıyla, hem bebeğinizin duyuları sayesinde düşünmesine yardımcı olacak, hem de birlikte eğlenceli vakit geçirirken zihinsel gelişimine katkıda bulunacaksınız.” – Dr. Miriam Stoppard Bu nasıl bir his? Dokunulacak, hissedilecek, duyulacak ve görülecek çok şey var. Bebeğiniz neleri keşfedebilir? Kitaba özel tüylü, yapışkan, tırtıklı ve yaldızlı parçalarıyla… Bu kitap küçük parmakların rahatlıkla çevirebileceği sayfaları, ebeveynler yardımcı olacak notları ve gelişim tablosu ile bebeğinizin becerilerinin gelişmesine yardımcı olacak.



Hareketler kitabı ile çocuğunuzla eğlenceli vakit geçirirken, aynı zamanda onun kendine güveninin artmasına, koordinasyon ve denge becerisinin gelişmesine yardımcı olacaksınız.” – Dr. Miriam Stoppard Zıplayalım, dönelim, yüzelim, koşalım, sallanalım. – Haydi, hareket edelim! Sayfaları çevir, iterek ve çekerek birçok eğlenceli keşif yap. Kitaba sürgüden özel hareketli parçacıklarla… Bu kitapta, çocuklarınızı daha iyi anlayabilmeniz ve becerilerini artırmalarına yardımcı olabilmeniz için ebeveyn notları da bulacaksanız.

22 Aralık 2010 Çarşamba

Rüzgar,Dıgıdıklar ve Bayram...18.11.2010

AT

Tek cografyası vardır rüzgârın at.
Bir çocuğun diline verip yelesini bana inanır.
Ölüme oynayan bir bıçağı kendi kalbine batırıp.
Lekelenmiş yerinden bir şehri arındırır.
Rüzgârın hızıdır at.
Denizle kum arasından seyredilen o duru resimle duvarda sıkıştırılmış an.
Koynumuzda unutulan.
Sokaklar , okul önleri, önlükleri, bir insanın yüzölçümü at.
Şiirin ön adı, şairin öteki.
Aydın ŞİMŞEK



O kadar senle bağdaşık atlar..Hızlandıkça gövdesine rüzgarı katarken...Rüzgar yelelerini o hızda renkten renge boğarken...O kadar sana yakın ve senin güzelleştirdiğin birşey ki atlar Rüzgar...

Sen dolandığında boynuna hızlanacak gibi cesur ve bir okadar da masum en az senin gözlerin kadar...

Seni çok seviyorum...

Ve bu isminle bütünleşmiş muazzam dıgıdığı acaba başka kim anlatmıştır derken bir sürü şiir buluyorum...

Resimler ,sen ve dıgıdıklar üstüne dizeler...
Dıgıdıklar ve Rüzgar...

Senin onları en insancıl şekilde sevişin bir kareye ancak böyle güzel sığar...
Sokaktaki kedi köpek kuş dururken ballımın daha 9 aylıkken ilgisini çekipte ağzından dıgıdık lafının çıkmasını sağlayan o asil hayvan...
Atlar...

Sanki biliyormuş gibi gideceğimizi o gün cin gibi uyanıp arabaya geçip gidene kadar sabırsızca camdan dışarı baktın...



Kurban Bayramında İst da kalacağımız belli olunca balığım dedikki,günleri senin için ve sen dolu güzel karelerle donatalım.

Atlardı tabi ilk aklıma gelen...Haftanın Perşembesini iple çektik...



&




Her ne kadar senin için yapılmış bir eylem olsa da at eğitimi işi, güvenlik açısından sana camın arkasından bizim eğitimizi seyrettirmek kızdırmış olmalıki seni bayağı sinirli nidalar attın :)

Ve bana göre aslında ata binmekten çok daha zor olan sana göz kulak olma işini üslenen cevval teyzene de sanırım çekinmeyip ata binseydim daha kolay olacaktı diye düşündüren anlar yaşattın...




Dıgıdıkların taaa Çekmeköydeki diyarına gittik...

Sevinçten çığlıklar attın annecim...Dokunmak binmek için can attın...





Biz de sayende at binmenin kolay görünüpte ne zor şey ,bir hayvana bu denli yakın olmanın nasıl bir duygu ve bir hayvanın da aynı zamanda insanı eğitebilmesinin ne demek olduğunu öğrendik.




Minnacık ponyler vardı...Atların boyu uzamayanları...

Bıraksak kucak kucağa oturacaktın...



Sen şimdilik her ahırdan kafasını çıkaran ata dokunup sadece uzaktan baktın...Ayaklarını havada koşar adım var gücünle sallayıp atlara hadi çık oradan dercesine dıgıdık dıgıdık yaptın...



&



&



&



&



&



&


&



&



&


&



&



&



&



&



&



Nefis bir kahvaltı,pırıl pırıl gökyüzü,yazdan kalma bir hava,baban sen ben teyzen bir arada,sırtını ormana vermiş bir at çiftliğinde atların tam ortasında keyifli bir gün geçirdik...




&


&




Ve sonuçta kendi başına bine bilecek yaşa gelir gelmez seni böyle derslerle o çok sevdiğin atlarla öğretmenin tabiri ile bir bütün ahenginde olmana karar verdik.
Seni Çok Seviyoruz Can oğlum...
18.11.2010
Annen ve Baban ve Teyzen :)








14 Aralık 2010 Salı

......RÜZGAR' IMIZ 1 YAŞINDA... 12.12.2010

Zamanlardan evvel zaman,kalburla saman içinde
dünyanın bir naçizane ülkesinde
bir bebek dünyaya geldi....

Kervan yükü ile mutluluk ardı sırasına alıp
minicik bir aileye kocaman sevinçler verdi.
Güldü,güldürdü,dünyalarını neşelerle bir o yana bir bu yana döndürdü.

Koskoca ayları kovaladı minnacık yüreğiyle de Rabb 'a şükür sağlıkla sıhhatle tam
1 yaşına geldi.

Kimmiydi bu sırrı kıdemli kahraman ?

E ona herkes ona Rüzgar derdi :)





Birtanemiz,Kahramanımız,Sevgilimiz,Yeganemiz,
Deliniz Divaneniz...
Tam 1 aylık hummalı bir çalışmanın ardından gizleri detaylarda saklı,
pembeli mavili,balonlu bayraklı 1 doğum günü ile....


Mehmet Rüzgar Başköylü
1
yaşında....

&



&



&





&






&





&







&




&




&








&



&




&



&




&


&



&




&



&




&





&


&




&



&




&




&




&



&



&




&




&



&



&



&



&


&


&



&




&



&




&



&



&


&


&



&



&




&


&



&


&




&




&




&


&



&




&





&




&



&




&




&



&


&



&




&




&



&



&



&



&




&



&



&


&





&



&



&


&




&




&


&



&



&



&




&




&


Hazırlıklar yapılırken kararsız ve tamolarak ne aradığını bilemeyen annene sürekli fikir destek ve sabır veren


senin tabirinle Duggu teyzene birtanecik kardeşime...


Emeği ile Sümeyya Teyzene...


senin rahatını son ana kadar düşünen ananene...


ne desek tmm deyip gönlümüzü hiçkırmayan,her derdimize ilaç babana....


Doğumgünü akşamı işin en zorkısmını en kolay şekilde kotarmamızı sağlayan teyzelerime,


Nuran ve Hafız Teyzeye
verdiğim binbir çelişkili detaya rağmen tam istediğimiz gibi bir pastamız,kurbişlerimiz ve keklerimiz olmasını sağlayan İlker Hn. a...
Kollarımıza sığmayan,senin hepsi ile tek tek ilgilendiği için birbirinden keyifli hediye için


herkese


Ve var olduğun için sana


Binlerce teşekkür edelim...



Ve


Canım oğlum benim...



Hayattaki tek ayrılığın şer'le ve şerden gelenlerle olsun...


Dilediklerini yaşadığın, yada en azından yaşamak için özgürce savaştığın cesur,umutlu,mutlu ve sağlıklı bir yaşam diliyorum sana...


Hayatta sana şimdilik verebileceğim tek geri alınmaz söz ;

seni tüm alemlerde kayıtsız şartsız iliklerime kadar seveceğimdir.
Allah herkesin çocuğunu sağlıkla sıhhatle anne ve babasına bağışlasın...


Doğum günün kutlu olsun can oğlum...

İyiki Varsın...


Seni çok seviyoruz....

ANNEN VE BABAN...

12.12.2010