Blog Listem

6 Nisan 2011 Çarşamba

Filmdeki Esas Kız....

Aşaması hep aynı kadınlığın,,, Hani insan oğluna doğar büyür ölür derler ya;


Kadın dediğin doğar büyür hayata yürür,ya marjinalleşir,ya sakinleşir,ya koca yüzü görür,anne olur,yaşlanır,ana ya da babaanne olur yaşlanır...


Deneyimler aynıdır,ifadeler benzer...




Kadın hayatı hücrelerine kadar yazar çizer ama ne kadarında sahne alır bu biraz yağmurlu gece yıldız aramaya benzer...




Oysa o da yaşamalıdır dibine kadar çocukluğun şımarıklığını, gençliğin asiliğini ve bir başka cinste olgunlaşmanın serbestisini... Ama şımarıklığını ailesi,asiliğini sülalesi ve olgunlaşma özgürlüğünü de kocası tırpanlar çoğunun biçilen kadar yaşama gereğinden ötürü...




Sağlık örgütleri asla erkek haklarının değil kadın haklarının peşindedir haldır haldır,ezik kareler kadın siluetinden yansır... Bu kareye niye mi denk düştü bu yazılar?




Ananelikten girişecektim ki önce annemin o muazzam kadın duruşu tetikledi beni... Onun hayata dokunuşu, asla eğmediği fikri, durduramadığı üretkenliği, prensipleri, bize öğrettikleri ,hep onunla yaşayan eş yıl tablosundaki kadınlardan farkı olmuştur gözümde...




Bu onun anne yanıdır,yeri hep çocuklarının yanıdır,gönlü hep onlardan yanadır, ama asla ardımızı süpürmez,sorumluluklarımızı üstlenmez, gizliden izler, önümüze geçmez yalnızca fikir verir gerisi senin der,annem özeldir herkesin ki gibi,güzeldir...




Ama filmdeki esas kız anane şimdi,bu yazının derdi de o, ananesi kimdir Rüzgar ın...




Hani şimdilerde büyütmüşsün oğlunu derken dosdoğru hedef gösterdiğim,


benim o küçük tatlı balığımın ilk öğretmeni aklını sevdiğim,


her öğüne besin resitali çeken,


bizim şekerparenin enerjide cozutmuş halini ,şaşkaloz bırakan ben bilirim ahvalini,


günden güne gelişimini, onun kendini aştığı emeğine verdiğim


oğlumun oyun arkdaşı,ilk teşebbüsler şahidi,kimliğinin sırdaşı,elim kolum bacağım,ANANEMMMMM




Rüzgar olduktan sonra anne olmanın ne demek olduğunu dolayısı ile onu çok daha iyi anladığım,hatırşinas,prezantabl,elektrikli,fotoğraf çektirmeyi sevmez (bkz. yukarıdaki resim :)),yerinde durmaz,fazla uyumaz,cino hatun...




O filmdeki esas kız işte,o benim şansım,o benim özelliklerinin hepsini istediğim kadın... S




ahne hiç bitmesin annecim,sen hep esas kadınımız ol,bizimle,sevinçlerimizle hep hayatımızda,bıcık bıcık kollarımızda ol...




Seni çok seviyoruz... Kızın...

4 Nisan 2011 Pazartesi

Sen,Ben ve Pazar-ertesi Sabahları...

Her hafta sonunun ardı hüzünlere çıkarıyor içimi kendince;



Bir defa haftada ilk sabah seni uyur halde bırakıp servise binemeyişimden sebep, günlük işe geç kalışlarımın ilk günü oluyor şanına yakışarak....




Evvelinde iki günü beraber karşılamış gözlerim; bu sabah senin sonradan kavrayacağın şekilde ayrılık ağırlığı ile bakıyor sana...




Yumuk yumuk ellerinin, bileğinle birleştiği boğuma burnumu gömüyorum sen kalkmadan az önce, kokunu hapsediyorum içimde bir yerlere, uyumak nasıl bir simaya bu kadar duruluk katabilir, nasıl bakamayacak kadar kristalize bir heykel olabilir bir yüz diyorum.


Öyle güzelsin ki, o sabah burnumun sızısı dışarının soğuğunu bastırıyor sanki, bu ikilemler beni vuruyor en çok,bunlar beni hırpalıyor diye düşünüyorum.


Ve nedense yanından kalkıp gittiğim her sabah gibi bu sabahta içeriden sesleniyorsun bana o en güzel sıfatımla...




Hep tebessüm ettiriyor bu an beni, kalkışımla uyanışşının eşleşmesi, bana verdiğin o kıymet gururlandırıyor.




Yanına gelince bir geceyi bile senin sıcaklığın olmadan geçirmek istemeyişimin lüksünden babanla aramıza sokuluşuşunun yatağa verdiği o ılık iklime kapılıp giriveriyorum yanına, şişmiş gözlerin daha bir yukarı kıvrılmış kirpiklerin, her gün güzelleştiğinden artık emin olduğum siluetinle huzuru içimde demleyen bir sarılış hediye ediyorsun annene..




Göğsüme sokulup kendi kuytunda o annelik iksirinin inzivası çekiliyorsun, taki kendine gelip akılca,fikrin zorlamaya başlayıp seni çenen açılana dek...




Anlatacağın onca şey varmış gibi gözlerini açarak kesiyorsun emmeyi, gözlerimin o en içine bakarak KUCAMMMAN OPODÜSSSS diyosun,başka bir abiden bahsediyorsun, durup birden ONU,MANON diyip tv yi işaret ediyorsun öyle dolusunki sevinçle, gün başlıyor sana doğru ve sen sonra gidip babanı öpüyorsun...


Ve gün hızlanıyor birden; çoktan geç kalınmış işe yetişme telaşı ile giyinyor,toplanıyor,koşuyor,arada oynuyor seninle bol bol konuşuyor ve yola koyuluyoruz.




Öyle saf ki yüreğin hala bir yere gitmenin ATTA nın telaşında, poşet taşımaya, asansör düğmesine basmaya, konuşmaya, koşmaya, ABALA mıza kaçmaya gidiyorsun, bense bensizliğe gidicek bir günü oyunlaştırmandan ötürü daha bir trajikleşiyorum.




Araba koltuğuna koyasım gelmiyor seni,o boz saçlarının arasında anane gidene dek dudaklarımı tutmak için, kucağımda sıcağını sabitleyip, günümü ısıtmak için, kah koyuyorum koltuğuna kah kucağıma, kah bazen babanın yanına oturuyoruz,bozuluyor ezberler...birer birer...




Ananeni görünce ayıyorsun sen hakikate, evet anne ile babanın gitme zamanı, ayaklardan başlıyor çırpınışlar, itişmelerin gitmek istememelerin çocukça kuvvetinin farkına varıpta yetersiz bırakınca seni gözyaşların giriyor devreye...




Sarılıp boynuma gömüp kendini, ve kalbime gömüp yüreğini ve siper ederek bu ayrılışa minicik bedenini anneni sarıyorsun,o an neye odaklanmalıyım çıkaramıyorum, ne doğru yalnış bilincine varamıyorum.




Yine çocuk yüreğini kullanıyor, kapının önünde havlayan köpekle, hafta sonu unuttuğun oyuncak bir hedefle el birliği ile kandırıyoruz seni, sen aldanıp belkide gitmemin gerçek olduğunun farkına varıp el sallıyorsun en son...


Burnumun sızısı bu defa da yüreğimkinki bastırıyor.


O yol hep ağırlaşıyor işe gelene dek,yeni bir hafta elzem bir şekilde böyle başlıyor




benim için.




Oysa diğer tarafım çoktan unuttuğunu belli eder gibi mutlu duyunca sesini günün herhangi bir saatinde, kendim için hayata devam etmenin ve senin için bir yaşam biriktirmenin dayanılmaz güzelliği altında eziliyor.




Şimdilik,gündelik,sonrasına biriktirmelik, akşamki sana gelme heyecanlarım,uzun paylaşımlar getiriyor bize bunu görüyorum.


Anneliğim bir sonraki gün toparlıyor kendini bunu biliyorum.


Şimdilik en çok buna inanmak istiyorum.




Seni çok seviyorum Rüzgar ım....Annen