Blog Listem

26 Şubat 2011 Cumartesi

OrDa BiR OyUn GrUbU KuRdUk uZaKtA!!!!


Çocuklar dünyaya paylaşımı,bütünlüğü,barışı,gülen yüzleri güzellikleri getiriyorlar birlikte...Tertemiz yüreklerinde en büyük mutluluklara, en masum kızgınlıklara, en derin neşelere yer açarak...


Ve beraberlerinde sürüklüyor peşlerinde her kim varsa...Güzel manzaraları ekletiyorlar hayatın karelerine...Sen içine girip onunla hem ne kadar güzel bir şeye sahip olmuş olmanın,hep de ne kadar güzel şeylere sayesinde tanık olmanın tadını çıkarıyorsun.




Biz böyle hisseden bir dolu annenin içinden 5 i fikrimizin tutkusuyla meleklerimizi bu Cumartesi bir araya getirdik.


Birbirini daha önce hiç görmemiş ama yakınlıkları bir minik avuç içi kadar uzak olan 5 tatlı balık,ve yine birbirini hiç görmemiş ama aynı hormanal seviyeden nükseden muhabbetleri ile çok önceleri tanışmış kadar birbirine yakın 5 anne!



Mekanımız Benan ın tavsiyesi ile Bread's, Daha önce hiç gitmediğim ama bundan böyle çocuklar için ayırdıkları bu devasa temiz alan sebebi ile çok takdir ettiğim ve ileride çok sık uğrayacağımızı düşündüğüm bir mekan


Diğer şubelerinin durumunu bilmiyorum, ama Beylikdüzü ve civarında oturan annelere çocukla rahatça kahvelerini içebilecekleri,hatta kahvaltı veya yemek ekleyebilecekleri bir mekan olarak şiddetle tavsiye ediyorum.

http://bebekligezmeler.blogspot.com/ a yazdığım bir yazı ile pek yakında yayınlayacaklar.



Önce 22.ayında Ateş,ardından biz,ardından 19.ayında Elif Minel ve en sonra 21.ayında Durunun gelmesi ile tamamlanan grubumuzun tek eksiği Rüzgarla aynı ay ve yıl doğumlu Eylül biraz burun akıntısı sebebi ile yalnızca annesini göndereceğinden çocuklar çoktan birbirlerine seslenmeye başlamışlardı bilee....











Bu fotoğraf için özellikle benim bir dk.yerinde duramayan oğlum başta olmak üzre tatlı balıkları çubuk kraker zoru ile masa başına oturttuk :)














İlgiler en fazla 5 dk idi her yöne yalnızca birbirleri dışında!













Rüzgar bir ara masanın üzerine tırmanmaya da yeltendi,sonra Minel in uslu hanım hallerinden utandı sanırım:)















Durumuz çok güzel,tane tane konuşan 22 aylık bir kızdı.


Ve çocukların elektroniklere merakı her dönem taze kalıyor olmasının Naciye nin bizimkilerden farkı açık prof. makinası ile ilgilenerek kanıtladı.














Kalpleri minik kareler sıcactıktı,iki kelam ediyorsak diğer yanda 3. cümlemiz ^şuna bakarmısınız ^ la
başladı.













Dediğim gibi 6. dakikada artıkmasa başında en usluları Minel dahil kimse yoktu.




















Yine 3.kelamda şunlara bakarmısınız dediğimiz bir anda benim kuduruk oğlum Minel kuzuyu öpüyordu.

















Cidden yer geniş,temiz,eşyalar yeni ve çocuklar için gayet güvenliydi.



Ogün havanın eksi derecelerde seyretmesi her ne kadar ısısını biraz düşük tutsa da çocukların aşırı hareketi onları sıcak tutmaya yetti.











Hareketten kastımız :)

















İlk buluşmanın dışarıda olması karalaştıran biz anneler için bizimde bir kenarda kahvelerimizi yudumlayabilmemizi sağlayan en iyi yer olduğu kesindi.

















Ateş ve Rüzgar ın, Duru ve Minel e eşit hemcinlik sayıları bence Eylül ün gelipte kızların bir fazlalaşmasıya daha dengeye kavuşacaktı!



Lakin erkeklerin doğasında biraz daha hareketli,biraz daha hoyrat biraz daha canavaaarus olmaları Minel ile Duru' yu başlarde epey bir seyre daldırdı.










Biz Anneler mi?



Önce de dediğim gibi hormonlardan mı?çocuklarla yaratılan ortak paydadan mı?Kadın ve anne olmanın dayanılmaz güzelliğinden mi hiç susmadık!



Konuşacak paylaşacak çok şey ve paylaşıma açık 4 güzel anne vardı.



















Minel imiz baştan annesinin dizinin dibinde ayrılmayınca Nurcan epey bize biz ^^biraz çekingeniz^^ reklamı yapsa da :) gördüğünüz gibi kendileri son karelerde topların içinde kuduracak,kendi başına erkeklerin arasına korkusuz dalacak kadar açılmıştı!
























Bu da bana ilk buluşmadan ve daha onları bir araya getirmek dışında pek birşey yapmadan bile yaptığımız bu güzel işin amacına ulaşacağı sinyalini verdi.









Rüzgar Rüzgar Rüzgar...
Ben bişey demeyeceğim benim bir dk yeryüzüne inmeyen balığım için,


Daha girdiğimiz andan itibaren kardeş lafı diline dolandı kaldı.


Bir dk içerisinde mekanın her yerinde görüntüleri alındı.


Arkadaş canlısı,ip cambazı,kardeş delisi,oyunlaarın hiper aktivitesi!

Sabırlar dilendi bana ,bende annanesi can hatunuma!












O gün gerçekten diğer meleklerin arasında olmak mutluluk indirdi benim can oğlumun kalbinden avuçlarına!

















Kadın olmak,kız çocuk olmak başka birşey dedirtti!


Kadınlığımızın verdiği özel yürekliliğimizle birleştiğimiz o günde kızların o naif,gizemli,öylesi dayanılmaz güzelliği,kadın olmamdan mutluluk duyurdu bana!




Rüzgar la gelen hayatta yine Rüzgar la gelen ,cidden yaptığımızdan çok keyif aldığım ve inşallah devamında kat be kat fazlası keyif duyacağımı bildiğim bir yenilikti gurubumuz!

Kadınların yapabilirliğinin sınırı yoktur hiç bir zaman yalnızca fikrin ruhlarına uyması yeterlidir!

Bizde biraz balıklar,biraz kendimize benzeyen annegüdülü arkadaşlıklar için kurduk bu grubu!

İnşallah devamında biraz daha profosyonelleşmek için evlerimizde bir anne gelişimi eğitimli abla eşlik edicek onlara! Bize eksiklerimiz veya fazlalıklarımızı göstermek,onlara ise bir araya gelmemelerinin hat safhada faydasını yaratmak için!

Ordan ayrılırken Rüzgar ın verdiği telaşla alelacele ayrıldığım arkadaşlarıma da bir hafta söylemek için bekleyemeyeceğim bir telaffuz gönderiyorum:
Tanıştığımıza çok mutlu oldum!

En yakın zamanda görüşmek üzre!

Ebru













25 Şubat 2011 Cuma

Anılarımda Annelerin Dünyası!

Anı...

3 harfte hapisolmuş, hayatımın geçmiş,birikmiş,özgün,taklit, gerçek yalan,iyi veya kötü yanı...

Kafanda iplere asılı fotoğraflar gibi mandallanmış.

Çıkar cebinden bir sıkıcı halk otobüsü maceranda gözlerini bir yere kilitle,al onları git uzak bir yere...

Zaman kifayetsizleşsin...

Bazen sırası dediğinde yine çıkar çantadan,arkadaşlarla paylaş,hüzünlen gurur duy veya dibe git yavaş yavaş...

Anı biriktirmeyi hep sev ,sana kalacak senin olacak ve seninle ölüme gelecek tek yetkinliğin zayıf insanlığında...

İçindeki karalerin her birine inançlarını,kıskançlıklarını,huzurunu,hüznünü, gururunu sakla...

Ve yine çekip mandalını fotoğrafın dön geri bak senlik senden anlara!

Dün yüreklerine kalemlerinden uzanan paylaşımlarından ulaştığım Annelerin Dünyasına bir yazı atmıştım...Onlarda Misafir Anne olarak biraz bilinçsiz yaptığım paylaşımı blogda değerlendirip bana keyif verdiler...

Ama dahası bizimle yazarmısın diyerek,Buket UZUNER in "Anne olan ile olmayan arasında bir ERKEK ve bir KADIN kadar derin bakış ayrıcalığı vardır" dediği gibi muazzam seviyede dahil olunası yazar gruplarına dahiliyat edvali ile bana bonkörce bir gurur verdiler.

Al dediler oyna kelimelerle..Yaz kendini,kimi,birilerini,bişileri,anne yüreğinden...
Bu benim nefes alışımdı,ne yapabilirsem yaparım dedim güzel,büyük mutlu bir nefes aldım...

Teşekkürler Birben Hn. ve Annelerin Dünyası...O anlatılamaz çelişkileri sırtında, melekleri kucağında yüreği ile savaş harbi yaşayan bende varım diyen kadınların dünyası....

Duramıyorum aslında meselem yazımı eklemek!Ama işte benim gibi yazma arsızına biraz had gerek!

Anı ile giriş neden!Benim için güzel bir kare çektiler bende hafızama iliştirdim.Çıkarıp bakınca o karede pek sevinçliyim...

Bu sebepten

Tüm annelere sevgiler...

EBRU
*****************************************************************************
Gençlik,belki de algıda geçlik
http://annelerindunyasi.blogspot.com/ 24.02.20011

Bu sabah benden çokça genç bir arkadaşla lakırtı ederken hatırladım…Gençliği…
Bilmem daha 28’ ler de seyrimden mi yoksa 40 ı müteala yapmak için kendimce milat belirlememden mi gençliğimin neresinde duruyorum çıkaramadım.
Ki bu sabaha kadar da son 10 gündür mütemadiyen afyonumla haşır neşir saatlerde bir yorgunluk,bir derinlik evet muazzam bir derinlik hissediyorum.

E hadi devamına da bakayım derseniz =

23 Şubat 2011 Çarşamba

Rüzgarın Hayvanat Dünyası...



Hayvanların cinsine göre karakterleri vardır,
Bu benim çocukluk tezim


Köpekler sadık,ılımlı,sevimli,
Kurbağalar kontrolsüz,kuşlar mesafeli
Böcekler sinsi,kediler kötüüüü


Rüzgarın bloğunda bu ibareler,


Neyleyim en önemlisi samimiyet onla aramızda
Ve bunlar belki hiç itiraf etmediğim en içten
düşüncelerim aslında!

He zaten Rüzgar yaşına girdiği ilk zamanlardan beridir kendi fikrini beyan etmiş durumda!!!

Hayvanlar ses ve görüntüleri ile korkup yine de dokunmak istedikleri ile korkusuzca sarmaş dolaş oldukları olarak ikiye ayrılmışlığın dışında onun yekpare arkadaşları...




Hayvanat bahçeleri çoğalmalı bu bir ihtiyaç
Gerçekten dünyayı keşfeden miniklerin
en zaruri ihtiyacı.
Hareket eden vücut ısısı olan çizgi kahramanvari ,çeşit çeşit renkte,taklit edebilir seste minik zihinlerin için inanılmaz gelişimtrak dünya
ya şehre kmlerce uzakta,ya da bakımsızlıktan harap ve atışmışlık hissi veren bir alanda olmamalı!!!


Biz en azından sahilde kendince bir hayvanat bahçesi oluşturmuş özel bir işletmenin çakma telleri arasından Rüzgar ın zihnini kitapta gördüğü resimlerden gerçeğe taşıyabiliyoruz.

Üü-ü-ü- diye taklit ettiği horozu dinliyoruz pürrr dikkat,tavus kuşunun minicik bir kafası olduğunu teşhis ediyoruz,pelikanları bacaklarının bedenlerinin 2 katından çok olduğunu,kimin ne yiyebildiğini,suyun altnda ördeklerin ayak çırpma hareketlerini izleyebiliyoruz.




Hayvan sayısı cinsi sınırlı belki,
çok daha fazlasını hakediyor çocuklar...
Ama bir pazar sabahı Rüzgar ı mutluluktan çığlık attırmaya yeterli!
Onun küçük dünyasında sevinmeler kolay çünki!
O sabah kumsala karşı kış güneşine münhasır güzel bir kahvaltı edip,Rüzgarla tekne ile getirilmiş sandıktaki balıklara dokunarak denizden,kuğunun güzelliğinden,horozun gür sesinden,tellerin arasından mısıra uzanan gagaları ile nasıl yemek yediklerinden konuştuk.






Uzun uzun izledik
O aklına notlar aldı,
Sonra çıkarıp çıkarıp bize hatırlattı,
Diğer çocuklarla çoşkularını paylaştı.
Kapının önünde her sabah oynaştığı köpeğe anlattı.
O ona ü-üü-ü-ü,bizim isimsiz büyük kalpli sokak köpeğimiz hav hav yaptı...









Hayat onunla çizgi film gibiydi.



Rüzgar yine bir Pazar gününe keyifler katan dünyamızın yek paresiydi...



Şimdiden havalar ısınınca 1 dk evde durmamayı aklıma koydum...

Çünkü dışarıdaki gerçek dünyayı tanımak Rüzgar ımızın en büyük eğlencesiydi.

Seni çok seviyoruz Balığım...

Annen Ve Baban











20 Şubat 2011 Pazar

BAS-SET!!!!!!

Fazlaca oyuncak almayacağım,ona bir oyuncak dünyası kurmayacağım derdim hep,tahta kaşıkla,kağıtla eldekilerle oynayarak, doluyu boşu,içerisinden geçer geçmezi,eşleşmeyi vesaireyi kendisi etafında yaşamsal materyalerden öğrensin derdim.

Anlıyorum ki şimdi biraz çağın gerisinde düşünüyormuşum,aslında dahası pek oyuncak dükkanı gezmiyormuşum.

Şimdi ayıklama metodu ile bazen hangi gelişimine faydalı kılı kırk yarıp seçerek,bazende çok ilgisini çeken bir şeyi sadece nesinden etkilendiğini deneylemek için alıyoruz.

İkinci alışveriş hali genelde Rüzgar la çıkılanlarda söz konusu oluyor.Şahsen inanılmaz faideli ama lezzetsiz gibi görünen bazı yiyeceklerin ancak dikkati çekmek için beyne beyan edilince alınması gibi,
Rüzgar koşup bir helezona veya tahta puzzle sarılmıyor.Annesi çağırıp dikkatini yöneltince ilgileniyor.
O daha çok enterasan işlerin peşinde...Kocaman bir mıknatıs tahtasındaki harflerden,devasa kamyonun küreğine,uzaktan kumandalı akülü arabanın kumanda paneline gibi...
Biraz daha ebeveynli ve ebeveynsiz oynanan eğitsel materyaller; ya internette araştırmalar,okumalar,montessori kaynaklı sitelerden veya kardeş bloglardan,yada böyle Rüzgar ın ilgisi başka yönde iken görevli ile ortak çalışma usulü ismi iletilerek direk hazır teminden alınabiliniyor.

Ve geçtiğimiz Cumartesi Pilsan ın Beylikdüzünde hemen hemen İstanbulun en büyük oyuncak dükkanlarından olan Toy city sine gittik teyzesiyle.
Amacım daha çok baharı karşılamaya hazırlanan yanar döner kış güneşi günlerinden gittiğimiz kahvaltılar sonrası Pazar günleri Rüzgarı kendi bisikleti ile tanıştırmaktı.

Dayanamayan ananesi ve dedeside gideceğimiz öğrenince 10 dk sonra yetiştiler.

Her ne kadar onlar akülü araba taraftarı olsa da,BABBA-Cİİİ hareket kısıtlaması istemediğinden illaki pedallı bişey bakalım dedik.
Kafamıza göre bişey bulamadık,akülü araçlarda sabit duruş Rüzgar ı mutlu etmedi,inip kumandasını almak istedi,bisikletler aşırı şaşalı tenteleri ve kötü renkleri ile bir hayli hantaldı.

Ama cidden fabrikasının yine Beylikdüzünde olduğunu bildiğim Pilsan ın tek büyük mağazasında her marka,her amaç ve her yaş için herşeyi bulabilmemiz mümkün.
Mağazanın içerisinde de bir oyun alanı yaratmışlardı bu son gidişte,scooterdan tramboline,salıncaktan tırmanma evine,kaleden basketbol filelerine ferah bir oyun ortamı...
Ayakkabılarımızı çıkartıp giriştik Rüzgarla...

Dayanamayıp Ananesi de bize katıldı.Ve Rüzgar belki daha önce bir kaç kez babasından ötürü yalnızca telaffuzunu duyduğu basketbol olgusu ile tanıştı.

Ben boyuna uygun fileye ilk atışı yapıp basket diyerek çekildim...

Rüzgar gelip yerden en büyük topu seçti,minik avuçları gıdısına gelecek kadar topu kaldırdı attı ve kelime BASSET !!!!!!

Benim bravo ile alkışlarım,onun alkışları,sonra nerede ise yarım saat kadar oyun alanında ne salıncağa ne onun tabiri ile KA-KAY a bakmadan,bassetle geçti...O kadar keyif aldı ve o kadar çok oynadıki evimize bir pota almak kaçınılmaz oldu...

Rüzgar ı zorla oradan çıkaranda mini potaların olduğu alana yönlendirmek oldu.

Bu arada artık bu kel çocuğun büyük satışları bulan lisanslı ürünleri Rüzgar ın da çoktan dikkatini çekmiş olmalıki,bir kaç yerde gösterdiğimiz Resmi ile Cailou,Rüzgar ın KAYYI nidaları arasında aldığımız potada arkadaşı oldu.



Çıkışta maça giden babaci den ötürü gecesini de bizle geçirecek DUGGU teyzesi ile A-ABAYA atlayıp bol sisli ve karanlık havada kestirmece olsun diye evimize Ukra City nin şantiye yolundan pür dikkat gelmekte bize action oldu.



Rüzgar öğleden sonrasını Smart Play oyun alanında,sonrada nerede ise 1,5 saat Toy City de BASSET te geçirince eve uyur şekilde çıkardık,bir daha uyanmayınca inek sütüne henüz sempati duyamadığından uykuda bir biberon mercimek çorbası ile akşam yemeği yaptırdık.




Hımm bu arada en başta bahsettiğim gibi şimdileri dizmekten çok keyif aldığı tahta halka yerleştirme bloğunu da ben sepetimize atmıştım,hani şu ilk etapta gözüne çarpmayacak olanlardan...

Cidden tahta oyuncaklara bayılıyorum...Dokuları işlevleri sanki oyuncaklara karakter katıyor gibi geliyor her seferinde...



Daha önce Fisher Price
Numaralı Kaplar almıştık ama bu tahta halkalar Rüzgarın çok daha fazla dikkatini çekti.Bu dönemde sizlerle yine paylaşacağım üst üste dizme kutularımız gelene kadar bu materyaller 18 aya kadar önemli!

Ve dedim ya nereye koysam renk katacak kadar da keyifli!



Pazar günü Rüzgar her zaman yaptığı gibi bir beni bir babasını kolundan tutarak odasına çağırıp OTU OTU diye direktif verince yeni oyuncakların onu ne kadar motive ettiğine onun kendi mabedinde hayır kelimesini duymadığı,hiçbirşeyi kırmaktan korkmadığı kendi dünyasında ne kadar mutlu olduğunu gözlemledik.


Bu ara sandıktan tekrar çıkardığımız,resmini atmadığım Rüzgar ın çok sevdiği
Playskool Yaramaz Toplar...
ilk adım atarken Rüzgar ı oraya buraya koşturması,renkleri tanıtması,hava ile nesnelerin hareketine tanık ettirmesi ile ikinci kez keyifli bir oyun arkadaşı oldu.
He birde top dışında içine ne atılabilir?Rüzgarı bu konuda da "eline ne geçerse" tezi ile ihtisas sahibi oldu.


Ve artık anladımki benim hiçbirşeye oyalamadığım oğlum artık kendine oyun dünyası yaratıyordu.
Kah oyuncaklarına,kah evin her yerinde ilgisini çeken karıştırmalıklara bazen de babası ile şu an çok ilgisini çeken bir kaç kitabına dalıp çocukluğunun keyfini yaşıyor yaşatıyordu.


14 aylık küçük bir adamdı balığım...
Oyunları ile hayatımızın tam orta yerinde lezzetli bir şekilde duruyordu.
Seni çok seviyoruz annecimmm
Ebru