Blog Listem

5 Eylül 2011 Pazartesi

Bizim bayramlarımız,şenliğimiz sensin...





Düşünüyorum da bir 20 sene önce ben 8,9 yaşlarında iken özel bişeydi bayram.

Çok eski değilim hatta genç zamanlarımda bile sayılabilirim ama çocukluğumu düşleyince bayram için içim titriyor halen...




Ailemizin daha çok bayramlarda alabildiği yeni kıyafetlerimizin alınma telaşı, kurbanlık koyunumuz ile dedem kendisini kesmeden hemen önceye kadar kurduğumuz muazzam dostluk, bayramdan bayrama şehir dışından gelen halam sayesinde görüştüğüm kuzenlerim, erken kalkılan sabahlar ve ziyaretler için sonu annanemlerim Çatalcanın bir köyünde biten uzun ziyaretlerimiz...


Bayram bu, bayram beklenen, bayram annemi en güzel göründüğü halleriden birinde, babamı ailece tüm gün bizimle gördüğüm nadir günlerden...


Harçlıklarımla alacaklarımın hayallerini günler evvelinden belli ettiğim ama nasıl oluyorsa her seferinde o kadar parayı bir şekilde mutlulukla çarçur ettiğim zamanlar...








Bayram yenilik,neşe, sevinç, paylaşmak ve hep mutlu olmak kafamda...


Neden şimdi bunları anlatasım geldi ?

Bayramın Ağustos sonuna gelen 9 günlük tatilini bir sayfiyede geçirmek için envai çeşit otel,motel arayışlarımın bir şekilde bir yerde son bulması ile İstanbul' dan uzak ziyaretsiz, yine mutlu ama bayram manasında kifayetsiz geçirdiğimiz ilk bayram olması neticesi heralde biraz dibe daldırdı beni...



Ailelerimizi bırakıp gitmek hiç istemedik, o zaman aileleri alıp gitmeliydik.Nasıl oluyorsa tüm egeyi ve yakın akdenizi doldurmuş memleketimin ahalisinin sayesinde en son soluğu Edirnenin Keşan ilçesine bağlı Erikli köyünde aldık.


Cumartesiden Pazara 7,8 gün deniz kum güneş,muhabbet eyledik,

Saçlarımıza Rüzgar ve güneş değdirdik

derin nefesler aldık ormana doğru pek iyi aman pek iyi geldi...










Evvelden çok defa da yadırgamışlığım vardı bu bayramda büyükleri bırakıp kaçmalara,çocuklara bayrama benzemeyen yerler açmalara ama bu Ramazan sonu bizi de tatile çıkarıverdi işte.







Bayram sabahı evin erkekleri yine camiye gitti, evde hanımlar biraz daha ciciler giyindi,kahvaltılar hazırlandı,eller öpüldü,bayram harçlıkları verildi.


Rüzgar sabah annesi ile uyandı,yeni bayramlıklarını giydi kuşandı,dedesini babasını bekledi,harçlıkları ceplerine ekledi,şeker bile topladı.


Üstüne bir de kocaman bir akülü motoru oldu bıdığımın bayram hediyesinden,biliyorum fikrinde bu kadar güzellikle bayram bir şekilde yer etti...








İstediğimiz de buydu,bayram adabının güzel adetleri hiç bitmesin,öyle güzel bir zamanki asla alelade geçmesin,20 sene öncesinden 20 sene sonrasına bir ucundan mutlaka yakalayabilsin.





&












&







&








&






&





Bayramın yanında misgibi havayı besleyen ılık bir bahar rüzgarı eşliğinde sığda bir denize girince değme oldu keyfimize, günde Rüzgarın 50 den fazla deniz atlamaları, kocaman kollukları,ıslak kirpikleri,sürekli bir satıcıdan bir şey ister halleri,mutluluğu vardı avuçlarında...


Dönmek istemedi, güzel şeylerden dönmenin ne demek olduğunu da biliyordu sanırım artık....






Bazen onunda bizimle çalışıyor olduğunu düşünüyorum yalan değil,sabah erken kalkıp yola çıkıp ananesine giden akşam olmasını bekleyen, tatillere sayılı günlerde çıkan bir çocuk o, doyasıya yaptığı şeyler ne kadar doyduğu ile sınırlı...








Şükür ammavelakin bu hale de,bu hallerde olabilen bu güzel karelerdeki keyifli ailemin sağlığına ve yanımda oluşuna bin şükür...


Hepinizi çok seviyorum.


Ebru.